BW Türkiye

İşte bu hafta sizlerle, “görünenden fazlası”nı arayanlara hitap eden Londra’nın en özel kulüplerini paylaşıyorum. Bazıları için sadece üyelik yeterli değil; sizi içeri alacak olan şey, kim olduğunuz değil, kimi tanıdığınız olabilir. Çünkü buralar “üyelik” değil, gerçek bir aidiyet sunuyor.

1. The Conduit (Covent Garden) Conduit

Covent Garden’ın enerjik sokaklarının tam kalbinde, klasik kulüp anlayışını yerle bir eden bir yapı yükseliyor: The Conduit. Sürdürülebilirlik, sosyal etki ve bilinçli liderlik üzerine kurulu bu kulüp; iş dünyasının vizyonerlerini bir araya getiriyor. Burada konuşulanlar sadece kâr-zarar değil, “Bu gezegen için ne yapıyoruz?” sorusuna verilen yanıtlar.

2. Annabel’s (Mayfair) annabels

Bir ikon. Bir efsane. Ve bir statü sembolü. 1960’lardan bu yana Londra sosyetesinin ve global iş dünyasının gözdesi olan Annabel’s, zarafetin ta kendisi. Altın varaklı aynalar, çiçek ormanına dönüşen barlar ve gecenin ilerleyen saatlerinde başlayan caz melodileri...

Burada her gece başka bir hikâye. Detaylar dışarıya sızmaz; ama içeride neler konuşulduğu, çoğu zaman ertesi günün ekonomi sayfalarına yansır.

3. 5 Hertford Street (Mayfair) 5 Hertford Street

Sokağın en sessiz binası, belki de Londra’nın en ses getiren kulübü. 5 Hertford Street, bir üyelikten çok daha fazlası. Burası “kiminle geldiğinizin” her şeyden önemli olduğu, karar vericilerin gerçek anlamda ‘off-the-record’ buluştuğu bir merkez.

Kulübün içindeki Loulou’s adlı gece kulübü ise başlı başına bir hikâye. Kraliyet ailesi mensuplarından medya devlerine, aristokratlardan teknoloji yatırımcılarına uzanan samimi bir karışım. Ama dikkat: Gözle değil, referansla giriliyor.

4. The Arts Club (Dover Street) The Arts Club

Yaratıcılığın mabedi. 1863’ten beri sanat, müzik, moda ve edebiyat dünyasını bir araya getiren The Arts Club, Charles Dickens’ın ayak bastığı yerlerde bugün Billie Eilish dinleyebileceğiniz bir geçiş noktası.

Burada panelden çıkıp müzik performansına, ardından şef imzalı bir akşam yemeğine geçebilirsiniz. Her anı stilize, her detay düşünülmüş.

Not: Yaratıcı sektörlerdeyseniz, burada geçirdiğiniz bir akşam size hem yeni fikirler hem de uzun vadeli ortaklıklar getirebilir.

5. Royal Over-Seas League (St James’s) Royal Overseas League

Ingiltere krali Charles III’ ün himayesindeki tarihi ve zarafeti aynı çatıda buluşturan bir başka özel adres: Royal Over-Seas League (ROSL). 1910’da kurulan kulüp, sanat ve kültür programlarıyla öne çıkıyor. Üyeleri arasında diplomatlar, sanatçılar ve uluslararası iş dünyası temsilcileri bulunuyor. Bahçesinde içilen bir çay, çoğu zaman bir kıtalararası işbirliğinin ilk adımı olabilir.

Art House Dinner Series, Classical Recital Nights ve genç sanatçılara açık küratörlü sergiler, ROSL’yi kültürel açıdan Londra’nın vazgeçilmezlerinden biri yapıyor.

6. Oswald’s (Albemarle Street, Mayfair) 

Şık, ultra seçkin ve dışarıya tamamen kapalı bir başka ikon: Oswald’s. 2018’de Robin Birley tarafından kurulan bu kulüp, butik şarap tadımları, gizli mücevher lansmanları ve yıldızlarla dolu konuk listesiyle tanınıyor. Prens William ve Prenses Kate’in mudavimleri arasinda oldugu tek klub olarak adindan soz ettiriyor.

Üyeler şaraplarını beraberlerinde getirebiliyor ve hiçbir ek ücret ödemeden kulüpte servis ettirebiliyorlar. Meghan Markle’dan Boris Johnson’a kadar çok farklı profilde isimler burada karşılaşabiliyor. İçeri girebilmek ise neredeyse küçük bir diplomatik çaba gerektiriyor.

7. University Womens Club University Womens Club

Londra’nın entelektüel ruhunu yansıtan bu özel kadınlar kulübü, 1883 yılında Girton College mezunu Gertrude Jackson tarafından kuruldu. Kulübün atmosferi, eski bir İngiliz yatılı okulunun izlerini taşıyor: yorgun ama samimi koltuklar, birbirinden farklı minderler ve tarihle iç içe geçmiş odalar... Perşembe akşamları düzenlenen akşam yemekleri, kulüp kütüphaneleri, 22 yatak odası, gizli bir kapı ve yemyeşil bahçesiyle, keşfedilmeyi bekleyen büyülü bir dünya sunuyor. Etkinlik takvimi ise edebiyat, müzik, şiir, film geceleri ve kariyer sohbetleriyle oldukça zengin.

Aidiyetin Gücü

Londra’da gerçekten var olmak, o çok konuşulan e-postalarda değil; bir akşam yemeğinde, bir müzik performansında ya da bir tadım gecesinde yaratılan o samimi elektrikte saklı. Bu kulüpler, sadece birer adres değil; statü, kültür ve etkili bağlantılarla şekillenen ayrıcalıklı platformlar.Ne demisler “ Bazı kapılar sadece kartvizitle değil, doğru hikâyeyle açılır.”