Aile Şirketlerinde “Eltiler Savaşı” Krizi

Türkiye Kurumsal Denetim Derneği verilerine göre, aile şirketlerinin ortalama ömrü yaklaşık 34 yıl... Ancak bu şirketlerin sadece %3’ü dördüncü kuşağa geçebilmeyi başarmış. Bu durum, aile şirketlerinin kuşaklar boyunca varlığını korumak adına ciddi zorluklarla karşılaştığını ortaya koyuyor.

Kuşaklar Arası Çekişme Şirket Ömrünü Kısaltıyor

Ülkemizde Osmanlı döneminden günümüze gelen köklü markalar bulunsa da, çoğu şirket kuşak geçişlerinde zorluk yaşıyor. Yönetimde söz sahibi olmak isteyen kardeşler, gelin–damat etkisiyle yaşanan “eltiler savaşı” ya da mirasın parçalanması, işletmelerin sürdürülebilirliğini zayıflatıyor.

 

 

Yönetim Masasında Gelin–Damat Etkisi

Kurucunun veya aile şirketi hissedarının vefatı sonrasında, mirasçıların şirket hisselerini devralması önemli bir risk oluştururken, mirasçıların yeterli eğitim veya deneyime sahip olmadan şirkette üst düzey görevler üstlenmesi ya da paylarını aile dışı kişilere satması, şirketin devamlılığı açısından risk taşıyor. Bu tür problemler, özellikle şirket hisselerinin kuşaklar arasında bölünmesi veya hissedarların yönetim anlayışında farklılıklar oluşması nedeniyle artarak devam ediyor.

Çözüm: Aile Anayasası

Son yıllarda öne çıkan çözüm ise aile anayasası. Bu belge, aile bireylerinin şirketteki rollerini, görev dağılımlarını, miras planlarını ve karar alma süreçlerini yazılı hale getiriyor. Böylece, “eltiler savaşı” veya kardeşler arası rekabet gibi çatışmaların şirketin geleceğini tehlikeye atmasının önüne geçiliyor.

34 Yıl Kader Olmak Zorunda Değil

Dünya örneklerinde aile şirketlerinin yüz yılı aşkın ömürlere ulaşabildiğini hatırlatan uzmanlar, Türkiye’de de aynı başarının yakalanabileceğini vurguluyor. Bunun yolu ise şeffaf yönetim, profesyonelleşme ve aile anayasası gibi kurumsal çözümlerden geçiyor.

 

Zehra KILIÇ

the bank otel 2

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!